Kayıtlar

İlham etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kimse Anlamaz

  Tesbih çeker gibi sabır çektik. Hayal dünyasında bir ömür gezdik. Hayat mıydı, kanun mu? Yaradılış mı böyleydi? Kader ağlarını böyle mi örmüştü? Sevgisiz, saygısız mı olmuştuk? Gidilecek yol yok muydu? Biz neden dipsiz bir kuyuyduk. Sorgu sual yok muydu? Halden anlayan, sesime ses veren Kalp atışlarımı dinleyen yok mu? Sessiz çığlıklar neye yarar şimdi İsyanlarım kime? Haykırışlarım kime? Ellerimde birikmiş kurumuş Kızıllamış kan neyin nesi Kulaklarımda bitmeyen çığlıklar Elimde yine sigaram Kalan birkaç nefesim O da bana yetmez. Sana neler anlatasım geliyor bir bilsen Ama kesilir sesim, anlatamam. Anlamazsın, kimse anlamaz. Ferzan Maral  Yazar Notu Bazen insan, anlatamadığı duyguların yükünü sessizliğinde taşır. Her nefes bir dua, her çığlık bir sükûttur aslında. Kimse anlamaz çünkü herkes kendi yangınında donmuştur. Bu satırlar, bir iç yangının külleri arasından doğan sessiz bir feryattır.

Sahte Duygular

  Bazen insan, kalbine inanan son kişi olur. Unutulmanın sessizliğiyle konuşur, içindeki yankıyla susar. Bu şiir o sessizliğin kalemden dökülen hâlidir… Şiirler yazasım geliyor adına, Ama hatırlıyorum ki sen de unuttun beni. Gideceğim dediğim yollar, Çıkmaz sokaklara sürüklüyor beni. Umudu bıraktığım kollarında, Gözyaşlarımı arıyorum hâlâ, Anlayan yok mu beni? Susuyorum her gece, deli gibi. Aynı havayı solumak gibi, Özlüyorum seni ilk günkü gibi. Ne sevgiler ne aşklar, Her şey geride kalmış. Kime inansak yalanmış. “Seviyorum” sözlerine bile, İnancım kalmamış. Vazgeçmişim hem kendimden Hem de hayallerimden. Geriye sadece boşlukta dolaşan bir beden, Ve bir de ölümü bekleyen ruhum kalmış.  Ferzan Maral

Ben Beni Anlamıyorum

  Küçük bir kız çocuğu misali, Bütün umutlarımı yitirmişim. Uyusam uyanmak, uyansam, Uyumak istemiyorum. Öyle bir çıkmazdayım ki, Nefes alsam kötü, Almasam ölüyorum. Kendimi tanımak değil de, Kendimi anlayamıyorum. Kendimi kaybetmiş gibi, Olduğum yerde dönüyorum. Anlayanım yok, Dinleyenim yok, Ağlasam aciz, Ağlamasam hırçın oluyorum. İçimdeki nefretin kurbanı oldum. Nereye sürüklese, Orada yanıp tutuşuyorum. İsyan etmek kötü olsa da, İsyan etmeden yapamıyorum. Şair de değilim ama, Yazmadan duramıyorum. Kafam dolu, benliğim kayıp, Ruhum inzivaya çekilmiş. Bedenimse oradan oraya, Sürüklenip duruyor. Gülsem hayat bana güzel, Ağlasam “Ne derdin var?” diye kimse sormuyor. Hiç kimse anlamıyor. Bir laf vardı duyduğum, Gülüşü güzel olanın, Derdi çok olur derlerdi. Ama ben gülsem bile, Çirkin oluyorum. Diyorum ya işte, Ben kendimi artık anlayamıyorum. Ferzan Maral

🌿 “Her Son, Bir Başlangıcın Fısıltısıdır

  Kimi zaman insanlar da, ağaçlar gibi, baharın sonuyla gelen hüznü yaşar. O hüzün, sessizce gönül kapısından içeri süzülür, yüreğe saplanır. Ve tıpkı sonbaharda dökülen yapraklar gibi, insanların da umutları, mutlulukları ve yaşama sevinçleri bir bir yere düşer. Ne var ki… Bazı insanlar, ağaçlar gibi değildir. Toprağa düşen o umutları, mutlulukları yeniden yeşertemezler. Oysa ağaçlar, sonbaharı hiçbir zaman bir son olarak görmez. Onlar, döktükleri yaprakların ardından, yeniden yeşereceklerinin sırrını bilirler. Her defasında, yeniden kök salmanın sabrını taşır, her defasında, yeniden doğmanın cesaretini gösterirler. Çünkü bilirler ki; her sonbahar, bir başka baharın habercisidir. Ne yaşarsanız yaşayın, hangi fırtınalar yüreğinize dokunursa dokunsun  asla pes etmeyin. Çünkü yeniden yeşermek, insanın da doğanın da en büyük mucizesidir. Ferzan Maral

📖 Kitaplara Ruh Veren Kadın

  “Beden yaşlanır, akıl eskir, ruh da yorulur. Ama gönül… gönül asla yaşlanmaz; hep genç, hep diri kalır. Çünkü gönül bir hazinedir. Ve o hazineye, mücevher değil, kitap değerinde bir kadın sığmalı; bilgisiyle o genç gönlü ebediyen aydınlatmalı.” — Ferzan Maral