Kayıtlar

Masumiyet etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sana Geleceğim

  Geleceğim yanına, yolunu bilmesem de, Geleceğim sessiz hıçkırıklarımla beraber hem de. Dizlerimin dermanı olmasa da geleceğim, Bir yudum suya muhtaç kalbimle geleceğim. Belki arkamda ağlayanım olmaz, Belki bir sürü beddua edenim olacak ama geleceğim. Kokunu duyumsamamak, sana sarılmamak için Burnumun direkleri sızlıyor hasretinden. İçtiğim sigara, yediğim yemek, Yürüdüğüm yol, yattığım yatak… Bana huzur vermeyen her saniye için geleceğim, Derdimi anlatacak kimsem yok diye geleceğim. Uykusuzluğun kol gezdiği bu hayatımla geleceğim, Ezbere bildiğim saçlarını örmek için, Özlediğim gözlerine bakmak için, Gülüşünü hissetmek için geleceğim. Sana şiirler yazdım, şarkılar dinledim bol bol, Sana gelip onları söyleyeceğim. Gözyaşlarına kurban olmak için geleceğim, Ellerini tutmak, dizlerinde uyumak, Tatlı tatlı bakman için geleceğim. Viranesi olduğum bu şehrin, Yıkıldığım bu sokakların, Ayyaş bir aç gezdiğim bu mahallelerin, Kimsesizliğimi haykıran insanların...

Sevgi ve Keder

  Küçükken büyükler, sevmenin çok güzel bir şey olduğunu söylerdi. Bir gün mutlaka herkesin karşısına sevdiği biri çıkar, derlerdi. Ben bu konuşmalara şahit olunca, bir an önce büyümek ve o günün gelmesini hasretle bekledim. Ve o gün geldi… O gün doğdu… Ve o günün doğuşuyla, onu gördüm. Sonra sordum kendime; Niye o gün doğdu? Niye o gün karşıma çıktı? Beni niye bu kadar kedere boğdu? Meğer o anlattıkları sadece bir hikâyeymiş. Sevgi sanıldığı gibi mutluluk değilmiş, Meğer sevgi kederin ta kendisiymiş. Çünkü sevgi, insanın en büyük sınavıdır; Bir yüreğe dokunursun ve o dokunuşta hem yaşamı hem ölümü hissedersin.  Ferzan Maral

Ben Beni Anlamıyorum

  Küçük bir kız çocuğu misali, Bütün umutlarımı yitirmişim. Uyusam uyanmak, uyansam, Uyumak istemiyorum. Öyle bir çıkmazdayım ki, Nefes alsam kötü, Almasam ölüyorum. Kendimi tanımak değil de, Kendimi anlayamıyorum. Kendimi kaybetmiş gibi, Olduğum yerde dönüyorum. Anlayanım yok, Dinleyenim yok, Ağlasam aciz, Ağlamasam hırçın oluyorum. İçimdeki nefretin kurbanı oldum. Nereye sürüklese, Orada yanıp tutuşuyorum. İsyan etmek kötü olsa da, İsyan etmeden yapamıyorum. Şair de değilim ama, Yazmadan duramıyorum. Kafam dolu, benliğim kayıp, Ruhum inzivaya çekilmiş. Bedenimse oradan oraya, Sürüklenip duruyor. Gülsem hayat bana güzel, Ağlasam “Ne derdin var?” diye kimse sormuyor. Hiç kimse anlamıyor. Bir laf vardı duyduğum, Gülüşü güzel olanın, Derdi çok olur derlerdi. Ama ben gülsem bile, Çirkin oluyorum. Diyorum ya işte, Ben kendimi artık anlayamıyorum. Ferzan Maral

🌿 “Her Son, Bir Başlangıcın Fısıltısıdır

  Kimi zaman insanlar da, ağaçlar gibi, baharın sonuyla gelen hüznü yaşar. O hüzün, sessizce gönül kapısından içeri süzülür, yüreğe saplanır. Ve tıpkı sonbaharda dökülen yapraklar gibi, insanların da umutları, mutlulukları ve yaşama sevinçleri bir bir yere düşer. Ne var ki… Bazı insanlar, ağaçlar gibi değildir. Toprağa düşen o umutları, mutlulukları yeniden yeşertemezler. Oysa ağaçlar, sonbaharı hiçbir zaman bir son olarak görmez. Onlar, döktükleri yaprakların ardından, yeniden yeşereceklerinin sırrını bilirler. Her defasında, yeniden kök salmanın sabrını taşır, her defasında, yeniden doğmanın cesaretini gösterirler. Çünkü bilirler ki; her sonbahar, bir başka baharın habercisidir. Ne yaşarsanız yaşayın, hangi fırtınalar yüreğinize dokunursa dokunsun  asla pes etmeyin. Çünkü yeniden yeşermek, insanın da doğanın da en büyük mucizesidir. Ferzan Maral

Bir Çocuk Tanıdım

“Bir çocuk tanıdım; bir yanında sağcılar, bir yanında solcular vardı. Her iki tarafa kucak açıyordu, yüreğindeki çocuksu masumiyetle onları sarıyordu. ‘Neden iki tarafa da kucak açıyorsun?’ diye sordum. ‘Ben çocuk yanımı kaybetmedim henüz,’ dedi. Oysa yetişkin her iki toplum, o çocuğun yaşaması için el ele vermesi gerekirken, birleşip o çocuğu katlettiler.” Ferzan Maral

O Gitti, Gönlümdeki Irmak Kurudu

“Onu kaybetmekten hep korktum; çünkü bilirdim, onu kaybetmek, benliğimi kaybetmekti. Ve o gitti… Gönlümde çağlayan ırmak kurudu. Yüreğimdeki yeşil yapraklar sararıp döküldü, her biri, bir acı hatıra gibi toprağa karıştı. Onun gidişiyle yüreğim aklıma, aklım yüreğime düşman oldu ve ben kendimi kaybettim.” Ferzan Maral