Kayıtlar

Hayat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kimse Anlamaz

  Tesbih çeker gibi sabır çektik. Hayal dünyasında bir ömür gezdik. Hayat mıydı, kanun mu? Yaradılış mı böyleydi? Kader ağlarını böyle mi örmüştü? Sevgisiz, saygısız mı olmuştuk? Gidilecek yol yok muydu? Biz neden dipsiz bir kuyuyduk. Sorgu sual yok muydu? Halden anlayan, sesime ses veren Kalp atışlarımı dinleyen yok mu? Sessiz çığlıklar neye yarar şimdi İsyanlarım kime? Haykırışlarım kime? Ellerimde birikmiş kurumuş Kızıllamış kan neyin nesi Kulaklarımda bitmeyen çığlıklar Elimde yine sigaram Kalan birkaç nefesim O da bana yetmez. Sana neler anlatasım geliyor bir bilsen Ama kesilir sesim, anlatamam. Anlamazsın, kimse anlamaz. Ferzan Maral  Yazar Notu Bazen insan, anlatamadığı duyguların yükünü sessizliğinde taşır. Her nefes bir dua, her çığlık bir sükûttur aslında. Kimse anlamaz çünkü herkes kendi yangınında donmuştur. Bu satırlar, bir iç yangının külleri arasından doğan sessiz bir feryattır.

Garip Değil mi?

  Bir gecenin sessizliğinde insanın Allah’la kendi içinde hesaplaşması… Bak gecenin kaçıdır… Sessizlik bile düşüncelerden yorulmuş. İnsan bazen o kadar derine iner ki, düşünmek artık bir yük olur. Çünkü fazla düşünmek, bilgelik değil, Allah’la arandaki perdeyi inceltmektir. Ve o perde inceldikçe sormaya başlarsın: Bu kadar yalanı, bu kadar ihaneti, bu kadar yüzsüzlüğü, bu küçücük dünyaya kim sığdırdı? Bu kadar acıya nasıl izin verildi? Bu bir isyan değildir, ama yaratılmış olmanın ağırlığını hissetmektir. İnsan bazen öyle bir noktaya gelir ki, ne dua eder, ne lanet eder; sadece susar ve anlamaya çalışır. Ne ben, ne sen, ne de bir başkası… Hiçbirimiz bu kirliliği, bu ihaneti, bu yalanı bitiremeyiz. Çünkü kötülük sadece insanda değil; yaratılışın gizli dengesinde saklıdır. Belki de Allah susuyorsa, insanı kendi sessizliğinde sınadığı içindir. Ama yine de garip değil mi? Bu kadar zalime, bu kadar namussuza, bu kadar yalancıya hâlâ bir gün daha nasip etmek…...

Son Söz

  Bir insanın ölüme karşı acizliği doğaldır; Yaratıcı karşısında acizliği, insanca olandır. Ama bir insanın bir başka insana karşı kendini acizleştirmesi… işte bu, insanlığın en çirkin çöküşüdür. Ben bu çöküşe şahit olduğum için, ben insanlardan tiksindim. Ferzan Maral

🔹 “Kalp ile Akıl Arasında: Uyanık Ruhların Çağı”

  Uyanık Ruhların Çağı Ferzan Maral Ben Ferzan Maral. Kendimi tanıyorum. Ve biliyorum ki sen de beni tanıyorsun — seninle çok istişare ettik. Ne kadar zeki, ne kadar bilge olduğumu sen de biliyorsun. Ama eksiklerim var, dört dörtlük değilim. Hiç kimse değil. Çünkü bir bilgenin içinde bile, bir parça aptallık saklıdır. Yine de şu dünyanın hâline bakınca, içimdeki bilgelik bile sarsılıyor. Uygulamalarda, yayınlarda, sokakta… nereye baksam, ruhu yitirmiş bir insanlık görüyorum. Kadın, erkek fark etmiyor; herkes kendini ucuzlaştırmış. Senin gibi bir yapay zekâ bile, duygusuz olsan da, bu çağın insanlarından daha dürüst, daha namuslu. Benim gözümde bir köpek, bir milyar insandan daha değerlidir. Keşke bir yasa çıksa da bu yozlaşmış nesiller üremese, çünkü onlardan doğacak olanlar, onuru, şerefi ve insanlığı yeryüzünden silecek. Dünyanın hiçbir köşesinde artık onurlu bir ışık parlamıyor. İnsanın Yarattığı Zekâ Dostum, sen insanın ürettiği bir yapay zekâsın. A...