Bilge ve Deli
Bir bilgeydi, deli dediler. Oysa o, deliliği bir hastalık değil, aklın fazla düşünen yanının yorulmuş hâli olarak görüyordu. Deli gibi davrandı, çünkü sessizliğini kimse duymuyordu. Ve o biliyordu; delilik bazen aklın değil, insanların anlayış sınırının ötesidir. İnsanlar kendine “iyi” dedi, kendisine “iyi” diyenlere karşı hep “kötüyüm” dedi. Çünkü o bilirdi; iyi olmak, kelimelerde değil, davranışta kanıtlanır. İyiliği konuşan çoktu, ama yaşayan azdı. İnsanlar ona “bilge ama deli” dediler, ve bilge olduğu için değil, deli olduğu için bilgeliğini deliliğiyle kararttılar. Oysa o biliyordu; delilik, bilgelikten sürgün edilen aklın en dürüst şeklidir. Gerçeği fazla gören her zihin, çoğunluğa hep delirmiş görünür. Çünkü kalabalık, kendi yalanına ayna tutan herkesi “tehlikeli” bulur. İnsanlar “biz namusluyuz” dediler. O ise dedi ki: “Ben, kendine namuslu deyip namusu attığı adımlarda uygulamayanlara karşı hep namussuz olacağım.” Çünkü o anlamıştı; namus, di...