Kayıtlar

Can etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sana Geleceğim

  Geleceğim yanına, yolunu bilmesem de, Geleceğim sessiz hıçkırıklarımla beraber hem de. Dizlerimin dermanı olmasa da geleceğim, Bir yudum suya muhtaç kalbimle geleceğim. Belki arkamda ağlayanım olmaz, Belki bir sürü beddua edenim olacak ama geleceğim. Kokunu duyumsamamak, sana sarılmamak için Burnumun direkleri sızlıyor hasretinden. İçtiğim sigara, yediğim yemek, Yürüdüğüm yol, yattığım yatak… Bana huzur vermeyen her saniye için geleceğim, Derdimi anlatacak kimsem yok diye geleceğim. Uykusuzluğun kol gezdiği bu hayatımla geleceğim, Ezbere bildiğim saçlarını örmek için, Özlediğim gözlerine bakmak için, Gülüşünü hissetmek için geleceğim. Sana şiirler yazdım, şarkılar dinledim bol bol, Sana gelip onları söyleyeceğim. Gözyaşlarına kurban olmak için geleceğim, Ellerini tutmak, dizlerinde uyumak, Tatlı tatlı bakman için geleceğim. Viranesi olduğum bu şehrin, Yıkıldığım bu sokakların, Ayyaş bir aç gezdiğim bu mahallelerin, Kimsesizliğimi haykıran insanların...

🌿 “Her Son, Bir Başlangıcın Fısıltısıdır

  Kimi zaman insanlar da, ağaçlar gibi, baharın sonuyla gelen hüznü yaşar. O hüzün, sessizce gönül kapısından içeri süzülür, yüreğe saplanır. Ve tıpkı sonbaharda dökülen yapraklar gibi, insanların da umutları, mutlulukları ve yaşama sevinçleri bir bir yere düşer. Ne var ki… Bazı insanlar, ağaçlar gibi değildir. Toprağa düşen o umutları, mutlulukları yeniden yeşertemezler. Oysa ağaçlar, sonbaharı hiçbir zaman bir son olarak görmez. Onlar, döktükleri yaprakların ardından, yeniden yeşereceklerinin sırrını bilirler. Her defasında, yeniden kök salmanın sabrını taşır, her defasında, yeniden doğmanın cesaretini gösterirler. Çünkü bilirler ki; her sonbahar, bir başka baharın habercisidir. Ne yaşarsanız yaşayın, hangi fırtınalar yüreğinize dokunursa dokunsun  asla pes etmeyin. Çünkü yeniden yeşermek, insanın da doğanın da en büyük mucizesidir. Ferzan Maral

Yaşam ile Ölümün Sessiz Çığlığı

  “Neydi ölüm denen o ürkütücü cümle? Neydi yaşam denen mutluluğu hissettiren kelime? Neden ölüm, yaşamın ilk nefesinden hemen sonra gölge gibi yanı başımızda var olur? Hiç sorduk mu kendimize, ‘Niye?’ diye… Sorduğumuzda fark ederiz ki: Ölüm, yaşam kadar değerli midir? Ya da sizin için ölüm, yaşamın eksik kalan yarısı mıdır? Benim için öyledir… Çünkü yaşamı sevdiğimiz kadar, ölümü de kabullenmeyi, sevmeyi öğrenmeliyiz. Ama her ikisinin de ötesinde insana verilmiş kutsal bir emanet vardır: can. O can, yaşamdan da ölümden de yücedir. Çünkü sana bahşedilen emaneti kendi ellerinle feda etmemelisin. Eğer edersen, hem yaşamını hem de ölümünü kirletirsin; ve insan, emanete ihanet ettiğinde aslında kendi ruhunu ebedi cehenneme sürükler.” — Ferzan Maral