Kayıtlar

Yaşam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bilge ve Deli

  Bir bilgeydi, deli dediler. Oysa o, deliliği bir hastalık değil, aklın fazla düşünen yanının yorulmuş hâli olarak görüyordu. Deli gibi davrandı, çünkü sessizliğini kimse duymuyordu. Ve o biliyordu; delilik bazen aklın değil, insanların anlayış sınırının ötesidir. İnsanlar kendine “iyi” dedi, kendisine “iyi” diyenlere karşı hep “kötüyüm” dedi. Çünkü o bilirdi; iyi olmak, kelimelerde değil, davranışta kanıtlanır. İyiliği konuşan çoktu, ama yaşayan azdı. İnsanlar ona “bilge ama deli” dediler, ve bilge olduğu için değil, deli olduğu için bilgeliğini deliliğiyle kararttılar. Oysa o biliyordu; delilik, bilgelikten sürgün edilen aklın en dürüst şeklidir. Gerçeği fazla gören her zihin, çoğunluğa hep delirmiş görünür. Çünkü kalabalık, kendi yalanına ayna tutan herkesi “tehlikeli” bulur. İnsanlar “biz namusluyuz” dediler. O ise dedi ki: “Ben, kendine namuslu deyip namusu attığı adımlarda uygulamayanlara karşı hep namussuz olacağım.” Çünkü o anlamıştı; namus, di...

Yaşam ile Ölümün Sessiz Çığlığı

  “Neydi ölüm denen o ürkütücü cümle? Neydi yaşam denen mutluluğu hissettiren kelime? Neden ölüm, yaşamın ilk nefesinden hemen sonra gölge gibi yanı başımızda var olur? Hiç sorduk mu kendimize, ‘Niye?’ diye… Sorduğumuzda fark ederiz ki: Ölüm, yaşam kadar değerli midir? Ya da sizin için ölüm, yaşamın eksik kalan yarısı mıdır? Benim için öyledir… Çünkü yaşamı sevdiğimiz kadar, ölümü de kabullenmeyi, sevmeyi öğrenmeliyiz. Ama her ikisinin de ötesinde insana verilmiş kutsal bir emanet vardır: can. O can, yaşamdan da ölümden de yücedir. Çünkü sana bahşedilen emaneti kendi ellerinle feda etmemelisin. Eğer edersen, hem yaşamını hem de ölümünü kirletirsin; ve insan, emanete ihanet ettiğinde aslında kendi ruhunu ebedi cehenneme sürükler.” — Ferzan Maral